Türkiye Cumhuriyeti’nde İş Sağlığı ve Güvenliği’nin Tarihsel Gelişimi

Giriş: Güvenli Çalışmanın Yolculuğu

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG), bugün birçok işyerinde standart hale gelmiş uygulamalar bütünü olarak görülse de bu noktaya gelene kadar uzun ve zorlu bir süreçten geçilmiştir. Türkiye’de İSG kavramının kökleri Osmanlı dönemine kadar uzansa da asıl sistematik gelişimi Türkiye Cumhuriyeti ile başlamıştır. Sanayileşmenin artması, iş kazalarının çoğalması ve işçi sağlığına yönelik farkındalığın yükselmesi, bu alanda düzenlemelere olan ihtiyacı artırmıştır.

Osmanlı’dan Cumhuriyete: İlk Adımlar

İSG’nin ilk ciddi adımları, Osmanlı Devleti’nde 1865 yılında çıkarılan Dilaver Paşa Nizamnamesi ile atılmıştır. Zonguldak maden ocaklarında çalışan işçilerin çalışma koşullarını düzenleyen bu nizamname, Türkiye’de İSG’nin temellerinden biri olarak kabul edilir. Ancak bu düzenlemeler sınırlı alanlarda uygulanmış, genel anlamda sistematik bir yapı kurulmamıştır.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte sanayileşme politikaları hız kazanmış, fabrikalar, madenler ve inşaatlar artmıştır. Bu gelişmeler, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını da beraberinde getirmiştir.

1930’lar: Umumi Hıfzısıhha Kanunu ve Sağlık Kurulları

1930 yılında çıkarılan Umumi Hıfzısıhha Kanunu, işyeri hekimliği ve meslek hastalıkları konularında önemli düzenlemeler getirmiştir. Bu yasa, hem çalışanların sağlığını hem de toplum sağlığını korumayı amaçlamış, işyerlerinin sağlık açısından denetlenmesi gerektiğini hükme bağlamıştır.

1940–1960: Sosyal Güvenlik ve İlk İSG Birimleri

1946 yılında kurulan Çalışma Bakanlığı, İSG uygulamalarının merkezi haline gelmiştir. 1950’li yıllarda ise İşçi Sigortaları Kurumu (daha sonra SSK) tarafından ilk işyeri hekimliği uygulamaları başlatılmış, meslek hastalıkları hastaneleri kurulmuştur.

1965 yılında çıkarılan 1475 sayılı İş Kanunu, işverenlere işçilerin sağlığını koruma yükümlülüğü getirmiştir. Bu dönemde iş güvenliği mühendisliği gibi meslekler ortaya çıkmaya başlamış ve İSG bilinci yavaş yavaş yerleşmiştir.

1980–2000: Tehlikeli İşlerde Artış ve Yeni Yaklaşımlar

1980’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’de sanayi ve inşaat sektörlerinde ciddi büyüme yaşanmış, iş kazaları da paralel şekilde artmıştır. Bu durum, İSG uygulamalarının daha ciddi ele alınmasına neden olmuştur. 1990’lı yıllarda İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmeleriyle uyumlu politikalar gündeme gelmiş, ancak uygulamada istenilen düzeye ulaşılamamıştır.

2000’li Yıllar: AB Süreci ve Yasal Reformlar

2000’li yıllarda Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında İSG’ye yönelik kapsamlı düzenlemeler yapılmıştır. Bu süreçte İSG, sadece iş kazalarını önlemekle değil, aynı zamanda çalışanların sağlıklı bir ortamda çalışmasını sağlamakla da ilişkilendirilmiştir.

2012: Bir Dönüm Noktası – 6331 Sayılı İSG Kanunu

20 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Türkiye’de İSG tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu kanun, çalışan sayısına bakılmaksızın tüm kamu ve özel sektör işyerlerini kapsamış, işverene iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu getirmiştir.

Bu yasa ile birlikte İSG, sadece tehlikeli işyerlerinde değil, tüm sektörlerde temel bir zorunluluk haline gelmiş; risk değerlendirmesi, eğitim, sağlık gözetimi gibi kavramlar da uygulamaya girmiştir.

Sonuç: Geçmişten Geleceğe Güvenli Bir Çalışma Kültürü

Türkiye’de İSG, uzun yıllar ihmal edilmiş bir alan olarak kalsa da son 20 yılda önemli mesafeler kat edilmiştir. Ancak hala çözülmesi gereken birçok sorun bulunmaktadır. Bilinçli işveren, eğitimli çalışan, etkin denetim ve güçlü bir İSG kültürüyle daha güvenli bir çalışma hayatı mümkün olabilir. Geçmişte yaşanan acı tecrübeler, geleceği daha sağlam inşa etmemiz için bize yol göstermelidir.

🕒 Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği’nin Zaman Çizelgesi

YılOlay
1865Osmanlı’da Dilaver Paşa Nizamnamesi çıkarıldı (ilk İSG düzenlemesi).
1930Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile işyeri sağlığı düzenlemeleri yapıldı.
1946Çalışma Bakanlığı kuruldu.
19651475 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girdi – İşveren yükümlülükleri tanımlandı.
1980–1990Sanayi ve inşaatta artış → İş kazaları çoğaldı, farkındalık yükseldi.
2000–2010AB uyum süreciyle İSG’de yeni adımlar atıldı.
20126331 sayılı İSG Kanunu çıktı – tüm işyerlerine İSG zorunluluğu geldi.
2013–2023Tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde uygulama yaygınlaştı.
202550’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerleri (ofisler, bürolar vs.) de kapsama alındı – Tüm işyerlerinde uygulama zorunlu hale geldi.

❓ Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) nedir?

İSG, çalışanların işyerinde sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmasını sağlamak için alınan önlem, uygulama ve kurallar bütünüdür. Amaç, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemektir.

2. Türkiye’de İSG ne zaman zorunlu hale geldi?

2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İSG Kanunu ile tüm işyerleri için İSG hizmeti zorunlu hale geldi. Ancak uygulama aşamalı olarak başladı ve özellikle 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli işyerlerinde 2025 döneminde yaygın şekilde uygulanmaya başlandı.

3. İSG sadece inşaat ve fabrikalar için mi geçerli?

Hayır. İSG kanunu tüm işyerlerini kapsar. Ofisler, okullar, marketler vb. gibi az tehlikeli sınıftaki işyerleri de bu kapsam içindedir.

4. İSG hizmetleri kim tarafından verilir?

İş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve diğer sağlık personelleri tarafından verilir. Firmalar kendi bünyelerinde bu hizmetileri sağlayabilir veya bu hizmetler genellikle Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) aracılığıyla sağlanır.

5. Az tehlikeli işyerlerinde İSG neden daha geç uygulandı?

Kanun, küçük işyerlerine kademeli geçiş hakkı tanıdı. Bu nedenle özellikle az tehlikeli ve 50’den az çalışanı olan yerlerde uygulama 1 Ocak 2025 itibariyle tam olarak zorunlu hale geldi.